top of page
G Ö R S E L K O N U Ş M A L A R
Görsel Konuşmalar
"Görsel Konuşmalar" fotoğraf diyaloğu üzerine kurulu bir oyundur. Katılımcılar kendi çektikleri fotoğraflarla oyuna dahil olurlar. Özellikle görsel iletişimde sahip olduğumuzdan fazlasını karşı tarafa sunarız. Bu “Görsel Konuşmalar” fotoğraf çalışmasının sürdürülebilir ve çoğaltılabilir olmasının sebeplerinden bir tanesidir.
Düşünceli Diyaloglar
Fotoğraf diyaloğu ve süreç odaklı üretim alanı
“Görme alanı bana her zaman arkeolojik bir kazı sahasıyla karşılaştırılabilir bir şey gibi gelmiştir. “ Paul Virilio
Etrafımızda gözlemlediğimiz görüntüler, fotoğraf yoluyla bağlamlarından koparılıp, tekrar üretildiklerinde oluşan fotoğrafik görüntü, izleyicisini soru sormaya ve düşünce üretmeye teşvik eder. Bu bağlamda izleyici görüntü ile farklı bir iletişim boyutuna geçer. Fotoğrafın gerçeklikle kopması mümkün olmayan bağı, onu, “hazır bulunma” –temsil etmeme- ile temsil arasında bir çeşit hayalet konumuna getirir. Kendine özgü bu özellikleri fotoğrafı, çağdaş sanat içerisinde egemen bir dil haline getirmiştir.
İki bölümden oluşacak atölye çalışması fotoğrafın bu özelliğinden hareket eder. İlk bölümde gerçekleştirilecek fotoğraf diyaloğu kavramsal çerçeveyi oluştururken ikinci bölümde, ilk bölümde fotoğrafla kurulan ilişki / deneyim sonucunda ortaya çıkan kavramlar, katılımcılar tarafından lens temelli bir yaklaşımla tekrar ele alınacaktır.
“Görme alanı bana her zaman arkeolojik bir kazı sahasıyla karşılaştırılabilir bir şey gibi gelmiştir. “ Paul Virilio
Etrafımızda gözlemlediğimiz görüntüler, fotoğraf yoluyla bağlamlarından koparılıp, tekrar üretildiklerinde oluşan fotoğrafik görüntü, izleyicisini soru sormaya ve düşünce üretmeye teşvik eder. Bu bağlamda izleyici görüntü ile farklı bir iletişim boyutuna geçer. Fotoğrafın gerçeklikle kopması mümkün olmayan bağı, onu, “hazır bulunma” –temsil etmeme- ile temsil arasında bir çeşit hayalet konumuna getirir. Kendine özgü bu özellikleri fotoğrafı, çağdaş sanat içerisinde egemen bir dil haline getirmiştir.
İki bölümden oluşacak atölye çalışması fotoğrafın bu özelliğinden hareket eder. İlk bölümde gerçekleştirilecek fotoğraf diyaloğu kavramsal çerçeveyi oluştururken ikinci bölümde, ilk bölümde fotoğrafla kurulan ilişki / deneyim sonucunda ortaya çıkan kavramlar, katılımcılar tarafından lens temelli bir yaklaşımla tekrar ele alınacaktır.
Kesişen Diyaloglar
Tekil fotoğraflardan yola çıkarak görsel bir örüntü oluşturma girişimidir. Katılımcılarını, tekil fotoğrafların içinde barındırdığı anlam potansiyeli üzerine düşünmeye davet eder. Tekil fotoğrafın yanına eklemlenen diğer fotoğraf veya fotoğrafların bu potansiyeli ne yönde değiştirdiğini sorgular. Fotoğrafik ifade biçimlerinin zenginleşmesi konusunda yol haritası sunan çalışma aynı zamanda katılımcılarına, kendi görme biçimleri üzerine düşünmeleri için alan açar.
Düş Haritaları
Okumak, dinlemek, izlemek, konuşmak, susmak, temas etmek. Dikkate alınmayan gündelik deneyim parçalarının birbirleriyle kurdukları bağdan damıtılan "anlam" şimdiyi yaratıyor; yeni bilgi ve deneyimler eklendikçe veya elendikçe dönüşüp değişiyor. Parçalar arasında örülen ağlar görünmüyor, fısıldıyorlar. Rüyada, rastlantıda, bilinç dışının sızabildiği mekanlarda inceden işitiliyorlar.
"Düş Haritaları", bağlamından koparılmış -tıpkı fotoğraf gibi-alıntılardan ve alıntıların birbirleriyle kurdukları ilişkileri yankılayan işlerden oluşan bir alanı tarif ediyor. Bir bütün içerisinden kesitler almak, çizgisel / belli bir perspektiften hareket eden düşünme biçiminde yarıklar oluşturarak başka olasılıklara bakmayı vaadediyor.
Katılımcılar atölyede, edebiyattan felsefeden sinemadan müzikten alıntılanan parçaları ve bu parçalar arasındaki ilişkiselliği kullanarak bir harita kurguluyorlar. Birbiri içine geçen birbirini çağıran veya birbirini iten tüm bu parçalar ile kurgulanan harita çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturuyor. Katılımcılar süreç sonunda, üretilen işlerin birbirleriyle nasıl yeni bir harita oluşturabileceğini deneyimliyorlar.
"Düş Haritaları", bağlamından koparılmış -tıpkı fotoğraf gibi-alıntılardan ve alıntıların birbirleriyle kurdukları ilişkileri yankılayan işlerden oluşan bir alanı tarif ediyor. Bir bütün içerisinden kesitler almak, çizgisel / belli bir perspektiften hareket eden düşünme biçiminde yarıklar oluşturarak başka olasılıklara bakmayı vaadediyor.
Katılımcılar atölyede, edebiyattan felsefeden sinemadan müzikten alıntılanan parçaları ve bu parçalar arasındaki ilişkiselliği kullanarak bir harita kurguluyorlar. Birbiri içine geçen birbirini çağıran veya birbirini iten tüm bu parçalar ile kurgulanan harita çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturuyor. Katılımcılar süreç sonunda, üretilen işlerin birbirleriyle nasıl yeni bir harita oluşturabileceğini deneyimliyorlar.
Fotoğrafla Eskiz / Aile Fotoğrafları ile Görsel Konuşmalar
Eskiz Eserin Mahremiyetidir…
Duruş, mimik, tavır, kıyafet, mekan ve daha pek çok ayrıntı hiç söylenilmemiş olanın izini taşır. Tekrar tekrar bakışlarda yeni farkedilen bir ayrıntı bilindik öykülere yeni boyutlar katar ve hikaye yepyeni bir anlam kazanır. Duygular derinlik kazandırıp algılar genişledikçe fotoğraflardaki ruhsuz gölgeler yeni bir hikayenin kahramanı olurlar.
Fotoğrafla eskiz / Aile Albümleri atölyesinde katılımcılar gündelik hayatın ayrıntılarına ait görsel kayıtlar ve kendi çektikleri fotoğraflar ile kurdukları ilişki bağlamında lens temelli çalışmalarını üretirler.
Duruş, mimik, tavır, kıyafet, mekan ve daha pek çok ayrıntı hiç söylenilmemiş olanın izini taşır. Tekrar tekrar bakışlarda yeni farkedilen bir ayrıntı bilindik öykülere yeni boyutlar katar ve hikaye yepyeni bir anlam kazanır. Duygular derinlik kazandırıp algılar genişledikçe fotoğraflardaki ruhsuz gölgeler yeni bir hikayenin kahramanı olurlar.
Fotoğrafla eskiz / Aile Albümleri atölyesinde katılımcılar gündelik hayatın ayrıntılarına ait görsel kayıtlar ve kendi çektikleri fotoğraflar ile kurdukları ilişki bağlamında lens temelli çalışmalarını üretirler.
GK - Flanöz / Flanör
“ Kenti en ücra köşelerine kadar arşınlar ve modern hayatın bütün görünümlerini gözlemler, ayıklar ve hafızasına kaydeder. Flaneur kılıktan kılığa girerken onlarda erimez, aksine her defasında bireyselliğini yeniden pekiştirerek kalabalıkların peçelediği izleri sürer.”
Baudelaire
Baudelaire
bottom of page