top of page
G Ö R S E L K O N U Ş M A L A R
Çatlak Doku
“... çünkü güzellik, bilgelik ve adalet parçalardan oluşan şeyde vardır. “
Italo Calvino / Görünmez Kentler
Okumak, dinlemek, izlemek, konuşmak, susmak, temas etmek. Dikkate alınmayan gündelik deneyim parçalarının birbirleriyle kurdukları bağdan damıtılan "anlam" şimdiyi yaratıyor; yeni bilgi ve deneyimler eklendikçe veya elendikçe dönüşüp değişiyor. Parçalar arasında örülen ağlar görünmüyor, fısıldıyorlar. Rüyada, rastlantıda, bilinç dışının sızabildiği mekanlarda inceden işitiliyorlar.
"Düş Haritaları", bağlamından koparılmış -tıpkı fotoğraf gibi- alıntılardan ve alıntıların birbirleriyle kurdukları ilişkileri yankılayan işlerden oluşan bir alanı tarif ediyor. Bir bütün içerisinden kesitler almak, çizgisel / belli bir perspektiften hareket eden düşünme biçiminde yarıklar oluşturarak başka olasılıklara bakmayı vaadediyor.
Atölye tasarımını ve yürütücülüğünü Arzu Arbak’ın yaptığı, Ayşecan Kurtay, Bengi Lostar, Özgür Çelik, Sibel Kaçamak ve Tülin Safi katılımıyla gerçekleşen “Düş Haritaları” atölyesi beş aylık bir çalışma sürecini kapsıyor. Süreç içerisinde katılımcılar görsel sanatlardan, edebiyattan felsefeden sinemadan müzikten alıntılanan parçaları ve bu parçalar arasındaki ilişkiselliği kullanarak bir harita kurguladılar. Birbiri içine çeken birbirini çağıran veya birbirini iten tüm bu parçalar ile kurgulanan düş / düşünce haritası “mesafe” kavramı çevresinde şekillendi.
Italo Calvino / Görünmez Kentler
Okumak, dinlemek, izlemek, konuşmak, susmak, temas etmek. Dikkate alınmayan gündelik deneyim parçalarının birbirleriyle kurdukları bağdan damıtılan "anlam" şimdiyi yaratıyor; yeni bilgi ve deneyimler eklendikçe veya elendikçe dönüşüp değişiyor. Parçalar arasında örülen ağlar görünmüyor, fısıldıyorlar. Rüyada, rastlantıda, bilinç dışının sızabildiği mekanlarda inceden işitiliyorlar.
"Düş Haritaları", bağlamından koparılmış -tıpkı fotoğraf gibi- alıntılardan ve alıntıların birbirleriyle kurdukları ilişkileri yankılayan işlerden oluşan bir alanı tarif ediyor. Bir bütün içerisinden kesitler almak, çizgisel / belli bir perspektiften hareket eden düşünme biçiminde yarıklar oluşturarak başka olasılıklara bakmayı vaadediyor.
Atölye tasarımını ve yürütücülüğünü Arzu Arbak’ın yaptığı, Ayşecan Kurtay, Bengi Lostar, Özgür Çelik, Sibel Kaçamak ve Tülin Safi katılımıyla gerçekleşen “Düş Haritaları” atölyesi beş aylık bir çalışma sürecini kapsıyor. Süreç içerisinde katılımcılar görsel sanatlardan, edebiyattan felsefeden sinemadan müzikten alıntılanan parçaları ve bu parçalar arasındaki ilişkiselliği kullanarak bir harita kurguladılar. Birbiri içine çeken birbirini çağıran veya birbirini iten tüm bu parçalar ile kurgulanan düş / düşünce haritası “mesafe” kavramı çevresinde şekillendi.
Kristal Labirent
“Doğru yolu bulmak için kaybolmak gerekir. Labirent, içine giren kaybolsun ve dolaşsın diye yapılır. Ama labirent, o aynı kişiye, yeni bir plan çizmesi ve labirentin gücünü yok etmesi için bir başkaldırıyı da düşündürür. Bunu başardığı taktirde insan labirenti yıkacaktır; onu boydan boya geçen biri için labirent yoktur.” *
Kaybolmak için kurgulanan “düş haritası” alıntılardan oluşuyor. Zihne takılanlar, okunan kitaplar, karşılaşılanlar, dönüp tekrar tekrar bakılanlar bu haritada yerini alıyor. “Anlam”ın yeni olanaklarını araştırmak için birbirine bağlantı çizgileriyle eklenen alıntılar, haritadan ziyade labirenti andırıyor.
Aslıhan, bakışı şaşırtan, her bakışta yeni bir ayrıntının yakalandığı, birbirini yankılayan, daha önce de aynı yerden geçildiği izlenimi yaratan yeni labirentler yaratıyor. Birbirine koşut zamansallıkların ağlarını örüyor.
Kuş bakışıyla labirent, hatları birbirine geçmiş bir yüze benzer. Yüz sanki boşluk tarafından yutuluyor gibidir. Aylin’in fotoğraflarındaki bulanıklaşmış, silinmeye başlamış yüzler, artık kanıt olmaktan çok uzak; bilinmezliğin getirdiği tekinsizliği yankılıyor. Boşluk “yüz”de anlamını buluyor.
Tekinsiz bir yolculukta önce “İçsel Uzay”ı keşfetmek, bedenin tüm hisslerini devreye sokmak gerekir. Meryem’in, foto-performanslarında çevresiyle girdiği diyalog ve keşfettiği yeni lisan, dünya tanımlarının lineer katılığından uzak; kıvrılıyor, esniyor. Labirentte kaçış çizgileri yaratıyor.
Her yol ayrımı, her eşik, yolcu için yüzleşme ve dönüşümü zorunlu kılar. Öznur’un fotoğraf ve elinin jestinin bir aradalığından doğan melez yaklaşımları , labirentteki eşik-mekanları tasvir ediyor ve barındırdığı zenginliği gözler önüne seriyor.
Kristalin yansıyıp kırılan olasılıklarını, renk değişimlerini bir metafor olarak kullanan Suzan, tarihe farklı perspektiflerden bakmayı öneriyor. Ve labirente kristal bir katman ekliyor.
Çoğul, varsayılan dizgeden uzak, sonsuzluk, boşluk hissinin getirdiği baş dönmesine sanatçıların önerisi kristal bir labirent oluyor. Çünkü labirente kafa tutmanın yegane yolu yeni bir labirent kurmaktır.
arzu arbak
Şubat 2024
* Görünmez Kentler, Italo Calvino
Kaybolmak için kurgulanan “düş haritası” alıntılardan oluşuyor. Zihne takılanlar, okunan kitaplar, karşılaşılanlar, dönüp tekrar tekrar bakılanlar bu haritada yerini alıyor. “Anlam”ın yeni olanaklarını araştırmak için birbirine bağlantı çizgileriyle eklenen alıntılar, haritadan ziyade labirenti andırıyor.
Aslıhan, bakışı şaşırtan, her bakışta yeni bir ayrıntının yakalandığı, birbirini yankılayan, daha önce de aynı yerden geçildiği izlenimi yaratan yeni labirentler yaratıyor. Birbirine koşut zamansallıkların ağlarını örüyor.
Kuş bakışıyla labirent, hatları birbirine geçmiş bir yüze benzer. Yüz sanki boşluk tarafından yutuluyor gibidir. Aylin’in fotoğraflarındaki bulanıklaşmış, silinmeye başlamış yüzler, artık kanıt olmaktan çok uzak; bilinmezliğin getirdiği tekinsizliği yankılıyor. Boşluk “yüz”de anlamını buluyor.
Tekinsiz bir yolculukta önce “İçsel Uzay”ı keşfetmek, bedenin tüm hisslerini devreye sokmak gerekir. Meryem’in, foto-performanslarında çevresiyle girdiği diyalog ve keşfettiği yeni lisan, dünya tanımlarının lineer katılığından uzak; kıvrılıyor, esniyor. Labirentte kaçış çizgileri yaratıyor.
Her yol ayrımı, her eşik, yolcu için yüzleşme ve dönüşümü zorunlu kılar. Öznur’un fotoğraf ve elinin jestinin bir aradalığından doğan melez yaklaşımları , labirentteki eşik-mekanları tasvir ediyor ve barındırdığı zenginliği gözler önüne seriyor.
Kristalin yansıyıp kırılan olasılıklarını, renk değişimlerini bir metafor olarak kullanan Suzan, tarihe farklı perspektiflerden bakmayı öneriyor. Ve labirente kristal bir katman ekliyor.
Çoğul, varsayılan dizgeden uzak, sonsuzluk, boşluk hissinin getirdiği baş dönmesine sanatçıların önerisi kristal bir labirent oluyor. Çünkü labirente kafa tutmanın yegane yolu yeni bir labirent kurmaktır.
arzu arbak
Şubat 2024
* Görünmez Kentler, Italo Calvino
bottom of page